Sen de mi be Erdal abi!

İlk olarak çocukluğumda izlediğim ve yakın gelecekte tekrar izlediğim “Bir Demet Tiyatro” benim için hiç bir zaman yeri doldurulmamış ve doldurulmasına da ihtimal vermediğim bir başyapıttı. Yılmaz Erdoğan üstadın yazmış olduğu ve o zamanlar pek de popüler olmayan tiyatrocuların can verdiği karakterleri hiç bir zaman unutamadım. Diyalektik olarak tanımlanabilecek diyaloglarıyla ufak yaşta beni ve benim neslimi düşünmeye sevketmiştir bu karakterler. İnanılmaz üzücü şekilde o tiyatro-dizi de rol alan bir çok karakter daha dizi yayımlanırken aramızdan ayrılmıştı. Bunlardan birisi de ‘Tombalak’ ismiyle bildiğimiz ve canlandırdığı temiz ve şişman karakterle yüzümüzü güldüren Gürdal Tosun’du. Erdal Tosun’un kardeşi ve eski aktörlerden Necdet Tosun’un oğlu. Bu kayıpların sonuncusu malesef ki geçtiğimiz sabah elim bir trafik kazasında aramızdan göçtü: ERDAL TOSUN. Nam-ı diğer Eyvah Necdet! Roldeki lakabı, giyimi, mizacı ve hareketleriyle aslında kötü bir karakter canlandırıyordu. Gel gelelim o kaba saba karakter bazılarımız için başrollerden bile daha favoriydi. Çünkü samimiydi. Samimi olan kötü karakter aslında iyi bir rol karakteridir. Bunun en büyük örneklerindendi Erdal Tosun! Şahsen hatırlıyorum, Eyvah Necdet sahnesi geldiği zaman etrafımda başka hiçbir şey dikkatimi dağıtamazdı. Pür dikkat ekrana kilitlenirdim. Zaten o karakterinden sonra O’nu gördüğüm hiçbir sinema/TV eserini es geçemedim. İçinde herşey kötü olsa bile Erdal abimiz kendini izlettirir diye düşündüm. Kişisel olarak kurumsal açıklamalar yapmayı pek sevmiyorum. Fakat Türkiye TV/Sinemasına kattığı değerler için ona teşekkür ve saygılarımı sunan bir yazı yazmayı borç biliyorum. Kalanlarımıza da sabırlar ve baş sağlığı diliyorum.

583e702c0f25443734f4e57fjpeg

Aslında aklımda olan sadece “Bir Demet Tiyatro” daki yeri hiçbir zaman doldurulamayacak karakteri olan ‘Eyvah Necdet’ karakterinin repliklerini toparlamaktı. Fakat Eda Aytekin (onedio editörü) bunu zaten yapmış. Ben de onun emeğine de saygıyla burada alıntısını yapmayı tercih ettim. Benim yazım burada bitiyor. Buradan sonrasi Eda Aytekin’in emeğinden alıntıdır. Dilerseniz sayfanın sonunda da kaynağı tıklayak direk oradan Onedio Editörünün yazısının tamamını okuyabilirsiniz.

Alıntı bölümüne geçmeden önce: MİDYAT SEYFO AĞLAYIN! ARTIK EYVAH NECDET ABİMİZ ARAMIZDA YOK!

55ea6d44f018fbb8f87f2d98

Kalanı alıntıdır:

 

“Bir tilkinin kümese girmesinde şaşılacak bir şey yoktur Züleyha. Lakin şaşırtıcı olan, tavuğun tilkiyi kümese davet etmesidir.”

*****************************************************

“Neden çaya tavşan kanı derler? Çayın renginden değil Asım, kanın çokluğundan. O tavşan deyip geçtiğin hayvandan o kadar çok kan akar ki şaşarsın. Bu yüzden avcılar tavşan vurduklarında bi gün boyunca kanın içinde bekletirler. tavşanın eti başka türlü yenmez Asım. Yani burda anlatılmak istenen çayın rengi değil, bereketidir Asım. İçsene çayını!”

*****************************************************

“Uzun zamandır sürüngenleri düşünüyorum Züleyha… Mesela bir yılan. Hiçbir zaman bir boy aynası olmayacaktır. O da bunu bilerek hayatını ona göre düzenlemiştir.”

*****************************************************

“Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır derler Züleyha ama bu tilkinin kürkünden dolayı değildir. Bu tilkinin kaderidir.”

*****************************************************

“Örümcekleri hiç düşündün mü? Örümcek, ağını ufak adımlarla ve büyük bir sabırla kurar. Sonra da bir sineğin düşmesini bekler… Sence burda hangimiz sinek oluyoruz?”

*****************************************************

“Kamyonun yanında yatan köpek üzerindeki gölgeyi kendi gölgesi zannedermiş. Birden bire kamyon gidince öyle kalakalırmış. E bu salaklık bir köpeğe yakışıyor ama sana köpeklik yakışmıyor Bahadır. Unutma bu gölgenin asıl sahibi benim.”

*****************************************************

“Dost, dostun köpeği olmakla bir şey kaybetmez; iş ki dost puştun köpeği olmasın!”

*****************************************************

“Zannedildiği gibi Midyat Mardin’e değil, bana bağlı”

*****************************************************

“Bukalemunları bilir misin hiç? Renk değiştirerek düşmanlarından saklanırlar. Peki ya o bukalemun renk körüyse? O zaman zavallıcık saklandığını zanneder”

*****************************************************

“Kedilerle köpeklerin ilelebet birbirini kovalaması başlangıçta mantıksız görünse de aslında her ikisinin de formda kalması açısından faydalıdır”

*****************************************************

“Timsah kısmı yavrusunu yer Fikret! Timsah yavrusunu yer ve sonra bir damla göz yaşı döker. Halk arasında duyduğun timsah gözyaşları işte buradan gelir. Şiimdi hemen gazinoyu bana sat yoksa timsah olur, seni de evlat edinirim”

*****************************************************

“Kuşların uçma kabiliyetini kıskanan insanoğlu tüfeği icat etti. Tüfek icat olunca aslında mertlik değil, kuşların aerodinamiği bozuldu. Sen hiç kurşun yedikten sonra uçabilen bir kuş gördün mü?”

*****************************************************

“Ülkemizde dönem dönem av yasakları uygulanmaktadır. Burda maksat bazı hayvanların ömrünü uzatmak mıdır, palazlanmalarını beklemek midir bilinmez. Yani bir hayvanı vurmak için biraz daha yağlanmasını beklemenin o hayvana ne faydası var ki?”

*****************************************************

KAYNAK:  https://onedio.com/haber/midyat-seyfo-uzulun-hayvanlar-aleminin-filozofu-eyvah-necdet-ten-13-ozlu-soz-742115

Kaydet

“İnsan sadece suçluyken kaçmaz. Bazen suçlandığın için de kaçarsın. Ama bir kere kaçmaya başladıysan, bir şeyleri de muhakkak kaçırırsın elinden. Bazen gençliğini kaçırırsın, bazen geleceğini, bazen de aklını. Fakat işin en güzel tarafı da bundan sonra başlar. Çünkü aklını kaybedince, korkularından da kurtulursun. Bu da seni özgürleştirir. Çünkü sadece korkaklar kendi akıllarına güvenirler. Ve bütün korkaklar, hakikatın esiridir. Oysa hakikat akılla ya da başka bir şeyle kavranılmaz. Hakikatın ancak parçası olunur. Bunun için kurtul: geçmişinden, geleceğinden, aklından. Kainatta ne varsa şu anda oluyor, görmüyor musun? Sadece burada, sadece şimdi. Gözlerini kapa, kalbini aç, aklını da bırak gitsin…”

Selman Bulut (Serkan Keskin)

İtirazım Var (2014)