İzmir’de genelde (iş/okul giriş-çıkış saatleri dışında) vapurlarda yer olmadığı için ayakta bekleyen göremezsiniz. Hatta o sıkışık saatlerde bile görme şansınız çok azdır. Genelde ya ‘denizi arkasına alıp selfi çılgınlığı yapan insan türleri’ ya da ‘oturmak yerine denize en yakın bölümde durayım da manzarayı izleyeyim diyen insan türleri’ ayakta durur. Diğer bir insan grubu da ‘bu durumun aksine şahit olan insan türü’ olarak kategorize edilir.

Buna rağmen teyzelerimizde bir panik havası var. Bazen dünya kontrolünü ele geçireceklerinden korkuyorum bu teyzelerin. Otobüste ayakta kaldıklarında otobüsün 4 bir yanında bulunan insanları kızılötesi ile sezip, derhaliyetle yaşça en küçük olan kişinin görüş alanına yerleşip; hemen akabinde gözleriyle genç kardeşimizin koltuğunda adeta rahatsız edici dikenler oluşturan bu teyze türlerimiz, otobüsteki bu acı tecrübelerinden olacak ki konu vapura geldiğinde gereğinden birazcık fazla hassas oluyorlar.

Otobüste ayakta beklemekten rahatsız olup, gençlerin ona yer vermesi gerektiğini düşünen bu teyzelerimiz iş vapura geldiğinde, vapur iskele görüş sahasının alanına girer girmez gereksiz bir telaşla ayakta beklemeye başlıyorlar. Takriben 10 dakika içerinde vapur iskeleye yanaşıp yolcu alma girişimine geçtiğinde ise ultra gereksiz bir mini kargaşaya mağruz kalıyoruz. Çünkü ayakta 10 dakika beklemiş birtakım teyzelerimiz sanki ortada bir yarış varmışçasına ortalığı velveleye veriyorlar. Vapurun iskele görüş açısına girmesiyla ‘Start’ alan bu teyzelerimiz, iskele kapıları vapura doğru açıldığında “aman ayakta kalmayalım” korkusu ile doğada eşine az rastlanır bir durum yaratıyorlar. Durumun toplum biliminde adı “Yerimiz mi dar yoksa yerimiz mi dar sendromu” olarak geçer. Geçmiyorsa bile bundan sonra geçsin. Sezen Aksu ablamız bu durumu çok önceden tecrübe etmiş olacak ki; kendisinin bu teyzelerimizin yarattığı sendrom ile ilgili şarkısı vardır: “Yerimiz mi dar yoksa yerimiz mi dar? Ne var? Sende kim oluyorsun kim bunlar? En büyük kim? Teyzeler!”

İşin özeti; İzmir’de sıradan yoğunluk olduğu saatlerde bile “yer kalmayacak korkusu” ile gereksiz panik atak yaşayan teyzelerimiz var. Hepsini çok seviyorum. Yaşlılarımız canımızdır. Onlara sizler de rastlarsanız sevgi ile davranın. Ve mutlaka hareketlerini izleyin. Yarışa önde başladıkları halde geriye düşme korkusu ile sizle nasıl yarıştıklarını farkedin. Ve yormayın onları. Bırakınız geçsinlerler. Vapura ulaştıklarında içeride ‘haddinden çok fazla’ boş yer olduğunu farkettiklerinde yaşadıkları mutluluğu okuyun yüzlerinde. Yaşlılar canlarımızdır, canlarımız yaşlılarımızdır.